top of page

Varis Yarası Tedavisi

Varis ülseri tedavisinde PRP 

Normalde vücudumuz kendi kendini yenileme özelliğine sahiptir. Yaralanma ve hastalık gibi birçok konuda vücudumuz kendini iyileştirebilir.

Kronik yaraların klasik tedavi metodlarına cevap vermeyişine sıkça tanık oluruz. PRP böyle durumlarda ön plana çıkmaktadır. PRP (Platelet Rich Plasma) yani trombositten zengin plazmanın birçok klinik araştırmada sebebi ne olursa olsun iyileşmeyen yaralar üzerindeki iyileştirici etkisi saptanmıştır.

PRP, aynı zamanda  otolog trombosit jeli (autologous platelet gel), büyüme faktöründen zengin plazma (plasma rich in growth factors -PRGF), trombosit konsantresi (platelet concentrate -PC) gibi değişik isimlerle de anılır.

Normalde kanımız  93% kırmızı kan hücreleri-alyuvarlar (RBC), 1% beyaz kan hücreleri-akyuvarlar (WBC) ve 6% trombositlerden (PLT) oluşur ve hepsi plazma içindedir. PRP içeriğinde kırmızı kan hücreleri %5’in altına düşerken trombosit sayısı %94’e yükselir.

Plateletler yani trombositler kan pıhtılaşma sisteminin en iyi bilinen komponentleridir. Eğer dokuda yaralanma ve kanama olursa trombositler aktive olur ve pıhtılaşma mekanizması başlar. Ek olarak, her trombosit yara iyileşmesine katılan büyüme faktörü deposudur. Trombositler çok sayıda büyüme faktörü (platelet-derived growth factor (PDGF), vascular endothelial growth factor (VEGF), platelet-derived angiogenesis factor (PDAF), transforming growth factor (TGF), platelet factor interleukin (IL), epidermal growth factor (EGF), and insulin-like growth factor (IGF) içerir.

PRP, hasta kanı alınarak ve bu kan kendi plateletleri ile zenginleştirilerek hazırlanır. PRP yaraya uygulandığı veya enjekte edildiği zaman vücudun kendi iyileştirme potansiyelini aktive eder ve sürdürür.

PRP hazırlanışında  hastadan 10 cc kadar kan alınarak, santrifüj cihazında işlemden geçirilmekte ve trombositler ayrıştırılmaktadır. Uygulama sonrası hasta günlük işlerine dönebilir. Hastalığın yaygınlığına göre seans sayısı değişmekle birlikte 2-4 haftada bir yapmak gerekmektedir.

PRP’nin yaygın kullanımı diabetik ayak yaraları, bası ülserleri, varis ülserleridir. Ayrıca atardamar kaynaklı ülserlerde, travmatik ve cerrahi yaralarda ve ortopedinin bazı alanlarında kullanılır. Son yıllarda saç dökülmelerine karşı ve cilt yenilenmesinde de kulanılmaktadır.

PRP, varis ülserleri tedavisinde önemli bir yer tutmaktadır çünkü çoğu hasta çaresiz bir şekilde tedaviden tedaviye koşmaktadır. İsterseniz varis ülserinin oluşma mekanizması hakkında kısa bir özet geçelim. Varis hastalığı uzun yıllar devam ettiğinde toplardamarlarda artan basınçla birlikte ciltte renk değişimi ve kalınlaşma oluşacaktır. Zamanla cildin incelmesi sonucu venöz ülser adı verilen yaralar ortaya çıkacaktır. Bu hastalığın en ileri formudur. Bu yaraların iyileşmesi çok güçtür. PRP işte tam burada devreye girerek hızla iyileşme sağlar. Yaraların tekrarlamaması için venöz ülserinin oluşmasına neden olan patolojiye de PRP tedavisi ile eş zamanlı olarak müdahale edilmesi gereklidir. Bu konuda uzman kalp ve damar cerrahı bu kombine yöntemi size rahatlıkla uygulayabilir.

PRP immünolojik olarak nötrdür ve alerji, hipersensivite ve yabancı cisim reaksiyonu riski yoktur. Ayrıca hastanın kendi kanından hazırlandığı için de hastalık bulaştırma ihtimali yoktur.

Sonuç olarak PRP basit, güvenli ve etkili bir tedavi yöntemidir.

bottom of page